30 Eylül 2011 Cuma

Üye olan tüm dostlara teşekkürler. Facebooktan bildirmek istemedim, ancak yakın bir zaman sonra yazılarımı sadece bloğumdan yayınlamayı planlıyorum. Facebookta da sadece bloğun yazılarını yayınlamayı düşünüyorum, tabi gazetelerimiz devam edecek, ancak böyle zorlu dönemlerde alternatifli yayın yapmanın daha sağlıklı olabileceği kanaatindeyim. Uğraş verdiğiniz ve benimle olduğunuz için hepinize teşekkür ederim, iyi ki varsınız.
Sevgiyle kalınız.
Bige AKSOY

EY İNSANLIĞINDAN UTANANLAR ON YILDIR NEREDESİNİZ

Yıl 1999;
Bebek katili Öcalan yakalanarak Türkiye’ye getirildi…
Henüz Türkiye Cumhuriyeti topraklarına ayak basmadan ‘hizmet etmek istiyorum’ diye yalvarıyordu…
Korku midesine vurmuş acı ve tedirginlikten kıvranıyordu…
Ecel terleri tüm yüzünü kaplamış, alnından akan ter yüzünden gözleri yanıyordu…
Çevresinde gördüğü herkes ona, orağıyla bekleyen Azrail gibi görünüyordu…
İlk ifadesinde ‘DEVLETİMİN EMRİNDEYİM’ diye haykırdı.
Koskoca Türkiye Cumhuriyetinin karşısında yenilgiyi kabul etmiş bir zavallıydı…

Yıl 2001;
Türkiye Cumhuriyeti yıllar sonra aradığı huzura kavuşmuştu, hiçbir ana ağlamadı, çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin Şehit sayısı sıfırdı…
Yıl 2002;
AKP Tek başına iktidara geldi. Türkiye tekrar şehit vermeye başladı. Tüm yıl itibarîyle Şehit sayımız altıydı.
Yıl 2003;
Şehit sayımız 21’e
Yıl 2004;
Şehit sayımız 73’e
yıl 2005;
 92’ye
yıl 2006;
121’e
yıl 2007;
134’e
ve yıl 2008’de;
Şehit sayımız 150’ye yükseldi.
Takvimler 2009 yılını gösterdiğinde, Demokratik açılım süreci başladı, Şehit sayımız 135 oldu.
2010 yılında ise 139 fidanımız aramızdan ayrıldı.
Sonuçta Demokratik açılım, Kürt açılımı ve İleri Demokrasi saçmalıklarıyla 2011 kapımıza dayandı;
Okul kitaplarından Atatürk’ün resimleri, Gençliğe hitabe, İstiklâl Marşı kaldırıldı. Türk olduğunu beyan etmek faşizm ile eş değer sayılarak neredeyse Anayasal suç ilân edilecek duruma geldi. Şerefli Türk Ordusunun 200’ün üzerinde ki Askeri, saçma iddialara dayanılarak, Silivri zindanlarında çürümeye terk edildi.
İsrail, Suriye, İran ve hatta Yunanistan savaş söylemleriyle anılmaya başlandı.
Ermenistan gözünü Türk topraklarına dikip, gençlerine Ağrıyı hedef olarak gösterdi.
68 Gazeteci yazdıkları dolayısıyla tutuklu ve hükümlü olarak ceza evine kondu.
19 yurttaşımız terör örgütü tarafından rehin alındı.
Özelleştirme kapsamında tüm değerlerimiz yabancılara satıldı. Bayrağımız defalarca göz göre, göre yakıldı.

2011 yılı daha bitmedi; şehit sayımızın kaça ulaşacağı henüz belli değil. Şehit vermeden geçirdiğimiz gün sayısı neredeyse bir elin parmakları kadar. Terör artık doğmamış bebeklerimizi bile öldürür hale geldi ve bu gün ihanete sessiz kalan medya ‘İNSANLIĞIMIZDAN UTANIYORUZ’ manşetiyle karşımıza çıktı.
Siz ilk TÜRK olduğunuzdan utandınız beyler, İNSAN olduğunuz yeni mi aklınıza geldi?